Sağlıklı Beslenme ve Kilo Verme
Sağlıklı beslenme ve kilo vermenin psikoterapi ile ne ilgisi var dediğinizi duyar gibiyim.
Gelin açıklayayım…
“Düzenli spor yapıyorum, düzenli diyet yapıyorum ama istediğim kiloya bir türlü ulaşamıyorum” diyorsanız aradığınız cevap sporda ya da diyette olmayabilir.
Son 3 senedir, Viyana Kaiser Franz Josef Hastanesi içinde yer alan FemSüd Kadın Sağlığı Merkezi’nde Türkçe ve İngilizce konuşan kadınlara psikoterapist olarak danışmanlık veriyorum. Bunun dışında sağlıklı beslenme ve kilo verme projesi olan “rundum gsund” icin WGKK desteği ile Viyana’da yaşayan Türk kadınlarının yararlanması amacıyla kurslar düzenliyorum. Bir kurs 8 ay sürüyor. Bugüne kadar tam 5 kurs düzenledim.
Kilo vermek isteyen kadınlarla çalışırken üzerinde durduğum konu şu:
“Duygusal açlık” nedir? Size nasıl kilo aldırır? Duygusal açlık ve fiziksel açlık arasındaki fark nedir?”
Siz de her pazartesi rejime başlayıp, çarşamba gelmeden rejimi bozan, yemek yiyip masadan kalktığınız halde yarım saat sonra gelen açlık hissiyle yeniden yemeye başlayanlardan mısnız?
“Evet” diyorsanız, siz de “duygusal açlık” çekiyor olabilirsiniz.
Yemek yemek ve duygusal dünyamız arasında düşündüğümüzden de kuvvetli bir ilişki vardır. Çoğu zaman duygularımızla baş etmektense, yemek yemek bize daha rahatlatıcı bir çözüm gibi görünür.
Açlık duygusunu yani aç olma halini hem fiziksel hem duygusal olarak ikiye ayırıyoruz. Gün boyunca işlerimizi yapabilmek, hayatımıza devam edebilmek için vücudumuzun enerjiye ihtiyacı vardır. Bu enerjiyi yediğimiz besinlerden alırız. Fiziksel açlık durumunda midemiz bize yediğimiz son öğünden 2-4 saat sonra sinyal gönderir. Kazınmaya ve guruldamaya başlar. Yalnız bu sinyaller kontrol edilebilir sinyallerdir. Mesela, bir iş başındayken aç olduğumuzun sinyali geldiğinde “yarım saat daha durayım ve şu işi bitireyimde öyle yiyeyim” dediğinizde mideniz sabırlı davranır ve bekler.
Oysa duygusal açlıkta durum bunun tam tersidir.
Duygusal açlığımızı nasıl anlarız?
Şimdi size duygusal açlık ve fiziksel açlık arasındaki farkı anlamanız ve kendinizi gözlemleyebilmeniz için birkaç ipucu vereceğim.
- Duygusal açlık aniden, bir atak gibi gelir. Bir anda aklınıza yemek yeme ihtiyacı düşer.
- Duygusal açlık çekerken aklınıza belirli, yani çikolata, peynir, mantı gibi belirli bir yiyecek gelir.
- Ağzınında o yiyeceğin tadını arar ve aklınızda da o yiyeceği düşünüyor olursunuz.
- Duygusal açlık ısrarcıdır, size hemen o anda o istediğiniz yiyeceği bulup yemeğe zorlar.
- Duygusal açlık çektiğinizde üzerine düşünmeden yemek yersiniz. Bir paket çekirdek biter, bir ekmek biter, tenceredeki yemek biter…
- Duygusal açlıkta doyma hissi yoktur. Doyduğunuzu anlayıp bırakmazsınız.
- Duygusal açlıktan dolayı yemek yiyorsanız, sonrasında suçluluk hissedersiniz. Oysa fiziksel açlıkta, yani sadece besin almak için yediğiniz yemekten sonra suçluluk hissetmezsiniz.
Duygusal açlığın nedenleri?
Duygusal açlığı tetikleyen en genel 5 durum:
- Stres ve gerginlik
- Yalnızlık
- Öfke
- Regl dönemi ve öncesi
- Mutsuzluk ve depresyon
Yani hoşumuza gitmeyen durumlar, duygular, anılar aklımıza geldiği zaman, eğer içimizden gelen tepkiyi veremiyorsak, yaşadığımız hoşnutsuz durumu kontrol edebilmek için kendimizi yemeğe veriyoruz. Aklınıza hiç şu soru geldi mi?
“Kendimi kötü hissettiğimde canım neden brokoli değil de çikolata çekiyor?“
Yukarıda yazdığım hoş olmayan duygular hissettiğimizde, duygusal ihtiyacımızı bastırabilmek için, aç olmadığınız halde içimizi ısıtacak yemek ya da tatlıları tüketmek istiyoruz.
Sağlıklı beslenme ve kilo kontrolünde duygusal dünyanızda olanları ve o an aç olmadığınız halde neden yemek yediğinizi farketmediğiniz sürece istediğiniz kiloya ulaşmanız çok zor.
Ne zaman ki duygularınızla iletişime geçerseniz, o istemediğiniz kilolar birer birer kaybolacaktır. Duygusal dünyanızı ve ihtiyaçlarınız